BAŞKANDAN 27/04/2009 00:00 Ne Yapmalıyız?

Değerli Meslektaşlarım,

 

Türk Eczacıları Birliği, 22 Nisan 2009 tarihinde internet sitesinde yayınladığı bir yazıyla Merkez Heyetinde Başkanlık Divanının ve görevlerin yeniden şekillendirildiğini duyurmuştur.

2007 yılı Aralık ayı ortasında yapılan TEB Olağan Kongresi’nden bu yana; TEB’in oluşumuna, görev dağılımına, görevlerin belirleniş biçimine baktığımızda; seçimlerin ve Merkez Heyeti Başkanlık Divanı yapılanmasının eczacı kamuoyuna son derece sancılı biçimde yansıdığını görmekteyiz.

Her seçimde doğal olan, yönetime aday olanların kendi ekiplerini oluşturmaları ve bu kişilerle birlikte çalışmak istemeleridir. Bu istek, yönetim içindeki üst birimlerin işleyişi açısından daha da önemlidir. TEB’de geçen ondört aylık sürece baktığımızda:

Başkanlık Divanı noktasında, orada yer almanın, daha önce söz edilen “ekiple birlikte çalışmak”, “örgütü toparlamak”, “örgüt gücünü ve dayanışmasını artırmak” gibi söylemlerin önüne geçtiği izlenimini vermektedir. Ne yazık ki, Başkanlık Divanı savaştaki bir komutanın elde tutması gereken bir mevki, bir cephe biçimine dönüştürülmüştür. Bu anlayışın öne çıkmasının ardından “istediğin zaman çalış" ya da “ikbal peşinde koşuyorsan izinli sayılırsın" tarzında yaklaşımlar da ortaya çıkmıştır.  Bu da konuyu farklı bir noktaya taşımaktadır.

Bu yeni durumun ortaya çıkması nedeniyle şu sorulara açık yanıt almak istiyoruz:

1.                      Bu günden başlayarak, üst ve en önemli örgütümüz olan TEB’de, siyasi gelecek mücadelesi içinde olanların izinli sayılması kanıksanmış bir yöntem mi olacaktır?

2.                      Bu mücadeleyi kaybedenlerin görevde yükseltilmesi (terfi) ya da tenzil-i rütbesi (görev değişiklikleri) partilerinin isimlerine göre mi belirlenecektir?

3.                      Yoksa, kuruluşundan bugüne kadar, kendi yönetim geleneklerini ortaya çıkarmış ve uygulamış olan bu örgüte, yeni yöntem ve gelenekler yerleştirilmek ve uygulanmak mı istenmektedir?

4.                      Gereksinim duyulan görev değişiklikleri bir buçuk ay önce, yerel seçimlerden önce yapılmış olsaydı, örgütte bütünleşmenin önünü açmak için önemli bir adım atılmış olmaz mıydı ?

 

Olayın bir başka boyutu da şudur: Gündemdeki konularla ilgili olarak oda başkanlarının tepkisiz kalmaları, suskun olmaları doğru bir tavır değildir.  Merkez Heyetini eleştirmek, bugüne kadar bir tabu olmamıştır, olamaz ve olmamalıdır.

Örgüt disiplini içinde doğru eleştiri mantığını ön plana çıkararak, saygı ve sevgi ölçülerinde yönlendirici eleştiriler mutlaka yapılmalıdır. Bu biçimde yapılan eleştiriler konulara farklı bakışları getirecektir. Doğru zamanda, doğru yerde yapılan ve bazen çok ciddi boyutlarda olan eleştiriler, bizlere eczacılığın geleceği için doğru işler yapabilme yolunu açacaktır.

Karşılaşılan olağanüstü durumlarda, suskun kalmak, yorum yapmamak, farklı bakış açılarını sergilememek, örgütümüzün geliştirdiği geleneksel davranış biçimleriyle örtüşmemektedir.
Bu bakımdan Merkez Heyetimizden,

 - 2007 Aralık ayında yapılan TEB seçimlerin ardından yazılan,

Duyuru Okunma Sayısı : 2605
NÖBETÇİ ECZANELER ECZACI REHBERİ İLAÇ BİLGİ SORGULAMA ZORUNLU İLAÇ LİSTESİ İLETİŞİM BİLGİLERİ
Copyright 2011 - 2016 ©
Bu site, en iyi Google Chrome tarayıcısı ile görüntülenmektedir.
Eflatunweb İnternet Hizmetleri - Web/Ios/Android Netosfer.net - Kurumsal Yazılım Hizmetleri - ERP, HRM, E-Ticaret