G-20’ye ev sahipliği yapmak bize de nasip oldu. En zenginlerin liderleri ülkemizde bir araya geldi. Türkiye’nin tanıtımı, imaj, vizyon bunlar önemli konular küresel dünyada. Bu açıdan bakıldığında anlamlı gelebilir.
Belek ‘teki G-20’nin ana teması dünyada sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması.
Paris saldırısı, terörizm, gündemin içinde ister istemez yer aldı. Hem de çokça.
B-20 de onların yanında Belek’te toplantılarını yaptı.
Hani en zenginlerin iş dünyası var ya! İşte o B-20. Onlar da işi, para kazanmayı, yatırımları konuşmuşlardır herhalde liderlerinin yanında.
Başka ne konuşacak ki işadamları, bir araya gelince!
G-20 ülkelerinin ortak noktası ekonomik büyüklüklerine göre bir araya gelmiş olmalarıdır. Ülkelerin yönetim biçimi ya da demokrasilerinin nasıl olduğu, halklarının özgürlükleri, sıralama için ölçü değil. Ekonominin değeri dünyada ilk yirmi içinde mi?
Tamamdır, buradasın. Kimse senin despotluğunu ya da demokratlığını sorgulayamaz.
Gelen gidenimiz çok bu sıralarda . Önemli toplantılara ülkece ev sahipliği yapıyoruz. Küresel İklim Forumu da İstanbul’da G-20 den bir hafta önce düzenlendi ve önemli üniversitelerimizden Boğaziçi Üniversitesi’nde yapıldı.
Bu günlerde de Paris’te, yine gezegenimiz için önemli bir buluşma gerçekleşti. Dünya liderleri, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda buluştu. Burada yirmiden fazla lider vardı.
İklim Forumu ile BM İklim Değişikliği Konferansı’nın kaygıları aynı. İkisi de çevreyi, ekolojik dengeyi koruyarak daha iyi yaşanabilir bir dünya peşinde.
İklim Forumu sivil inisiyatifi yansıtıyor. Bilim adamlarının, sivil toplum örgütlerinin düşüncelerini ortaklaştırdıkları bir alan.
Birleşmiş Milletler’in bu yıl Paris ‘te düzenlediği konferansta ise daha çok karar alıcılar, yani ülkeler yer alıyor. Bir bakıma yaşadığımız gezegen için, birinde söylemler, diğerinde ise sonuçlar önemli .
Belek’teki en zengin 20 ülke, gezegenimizin atmosferine yayılan ve iklim değişikliğine neden olan sera gazının yüzde sekseninden sorumlu .
Yani bir yandan dünyamızı kirletiyorlar diğer yandan da gezegeni nasıl kurtarırız çözümünü arıyorlar .
Daha az tüketmekten daha çok kazanmaktan ,daha varlıklı, güçlü olmaktan vazgeçmeden bunun nasıl mümkün olacağını anlamak kolay değil.
Peki ya bu Belek ‘te buluşan en zengin yirmi , dünyadaki savaşların, akan kan ve göz yaşlarının yüzde kaçından sorumludur acaba ?
Enerjiye sahip olmak, tüketimlerine kaynak yaratmak adına, Ortadoğu’da bitmeyen savaşlardan ve de önce yaratıp sonra da kontrol edemedikleri teröristlerden de sorumlu değiller mi?
Türkiye ve Fransa birer ay arayla yüzün üzerinde vatandaşını terörizme kurban verdi.
Her iki ülkede yine bu günlerde gezegenimizin geleceği için önemli buluşmalar yaşandı.
Buralardan sağlıklı, ekolojisi bozulmamış, iklimi değişmemiş, güven, barış ve huzur içinde yaşayacağımız bir dünya için kararlar alındı mı ? Zamanla bunu göreceğiz.
Yeter ki en zengin yirmi, yani G-20, daha azıyla yetinebilsin, daha azına razı olsun. İşte o zaman gökyüzümüz daha mavi, insanlarımız tok ve barış içinde olacaktır.