9 .Türkiye Eczacılık Kongresi bilimsel içeriği, güncel konuları ve gündemi oluşturan tartışmaları ile dolu dolu geçti. Bu kongreler mesleğimizin bilimsel anlamda geldiği yeri göstermesi açısından da son derece önemlidir.
İstanbul CNR Kongre Merkezi’nde yapılan kongrede eczacılık mesleğinin dünü, bugünü, yarını konuşuldu, tartışıldı. Kongrede, mesleğimizin gerçek anlamda değerinin ortaya çıkarılması ve farklılık yaratma konusunda neler yapılabileceği gibi önemli noktalar ön plana çıkarıldı. Bunun yanında;
· Ülkemizde mezun olan eczacıların nerdeyse yüzde seksen beşinin eczane eczacısı olduğu, ancak yeni mezun olacak eczacılar için farklı açılımların da olabileceği dile getirildi.
· Mezun olan eczacı sayısı yanında göz önüne alındığında, olması gereken yerde eczacıların olmamasının nedenlerinden birisinin eczacılık eğitiminin lisans ve lisans üstü boyutunda değiştirilememesi olduğu; bu değişimin ülke gerçeklerine göre yapılmasının mutlaka gerektiği ifade edildi.
· Bu kongrede; uluslararası tekellerin ülkemizdeki özgür ve bağımsız eczane modelini ortadan kaldırmayı hedeflediği yinelenmiştir. Bu tekellere karşı Avrupa ülkelerindeki eczacıların Avrupa Adalet Divanı’nda süren hukuk mücadelesinin durumu katılımcılarla paylaşıldı.
· Sosyal Güvenlik Yasası ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nın bize getirdiği ve getireceği yükler tartışıldı.
Bilimsel, güncel ve siyasi konuların dışında, kongre sırasında yapılan 6. Başkanlar Danışma Toplantısı çok ilgi topladı.
Başkanlar Danışma Toplantısı’nın gündemindeki iki ana konu 6197 Sayılı Yasa Taslağına konulmak istenen “eczacı–eczacı ortaklığı” ve “2008 protokolünün iptal edilmek istenen 3.7 maddesi” yani “ilaç dağıtım sistemlerinin kaldırılması” idi. Bu iki konu hem kongre içinde, hem de Başkanlar Danışma Kurulu toplantılarında yer alan en ilgi çekici konulardı.
· “Eczacı–eczacı ortaklığı” denilen yalancı pembe dünya,
· Eczacılığın sosyal adaleti olan ilaç dağıtım sistemlerinin kaldırılması zorbalığı,
eczacılığın politik tarafı olarak görülebilecek son derece önemli iki konudur.
Eczacı –eczacı ortaklığının sanıldığı gibi pembe bir panjurlu bir ev olmadığını meslektaşlarımız anlamak zorundadır. Pembe bir çerçeve içinde bize dayatılmak istenen eczacı–eczacı ortaklığı, bunu isteyenlerin bize anlattığı gibi;
zayıfla güçlünün,
az ciro yapanla çok ciro yapanın,
ya da iki arkadaşın